Favoriler
logo
    HesabımHesabım

    Kekova Gezi Rehberi

    “Dünya üzerindeki cennet: Kekova" Bunu biz değil, ünlü yazarımız Falih Rıfkı Atay söylüyor, “Bizim Akdeniz” adlı kitabında... “Bu dünyada cennet varsa, o da Antalya’dan Fethiye’ye kadar olan Akdeniz kıyılarıdır. Ama rivayet odur ki o cennet Kekova’dır” diye Atay’ın izinde, Kekova bölgesinin gizemli tarihi ve doğal mirasının izindeyiz bu sefer. Akdeniz’de tarih, deniz, doğa her daim iç içe olsa da, bu defa bambaşka bir his var gözlerimizin değdiği her yerde. Binlerce yıldır onlarca farklı medeniyetin etkisinde her daim balıkçı ve denizci yerleşimi olan Üçağız, Kaleköy ve bölgeye adını veren Kekova Adası, örneklerini efsanelerle dolu kitaplarda okuduğumuz batık şehirlerin muhtemelen en güzelleri...

    Akdeniz’in Batık İncisi: Kekova

    kekova antik kenti

    Türkiye’nin Akdeniz’deki en büyük adası olan Kekova, bu üç noktada şekillenen özel bölgeye kendi adını verdiği için seyahatimizin ana başlığı Kekova olsa da, yolculuğumuzun ilk durağı Üçağız köyü... Zaten bölgeye karayolu ile ulaşılabilen yegane nokta da burası. Kaş-Demre arasında, Kaş’a 35, Demre’ye ise 50 kilometre mesafede yer alan bu eski balıkçı köyünün geçmişi binlerce yıl önceye, Likyalılar zamanına uzanıyor. Doğal bir liman olarak tarihin her döneminde balıkçılık ve denizcilik faaliyetleri ile öne çıkan bu yerleşimde vaktiyle hüküm süren Theimussa Antik Kenti’nden bugün geriye çok sayıda iz, ama en çok da lahitler kalmış. Birinci derecede doğal sit alanı olan ve yapılaşmaya izin verilmeyen Üçağız, bugün bir turizm cenneti olan Kekova bölgesini keşfe çıkmak için de başlangıç noktası. Zira üçlemenin diğer ayakları olan Kaleköy ve Kekova Adası’na ulaşım ancak deniz yoluyla gerçekleştirilebiliyor. Saatlik, günübirlik veya yatılı seçenekleriyle tekne turları da Üçağız’dan, Demre yakınlarındaki Çayağzı’ndan veya Kaş’tan hareket ediyor.

    Üçlemenin İlk Durağı: Üçağız

    üçağız manzara
    Kekova turunun başlangıç durağı olmasına rağmen olanca sükunetiyle ve dinginliğiyle mest eden Üçağız’da ahşap ve taş evlerden dönüştürülen pansiyonlar, liman bölgesine serpiştirilmiş balıkçı lokantaları ve el yapımı hediyelik eşyalar satan dükkanlar, ziyaretçilerine “yavaş yaşam” felsefesini yaşatıyor desek abartı olmaz. Buraya has meşhur keçi sütü dondurmasının tadına bakmadan tekneye binmemenizi hatırlatmaksa boynumuzun borcu...

    Üçağız’dan sonra ikinci durağımız Kaleköy, tarihte bilinen adıyla Simena Antik Kenti, karayolu bağlantısı olup da karayolu ile ulaşımın olmadığı ender bölgelerden. Ama bu kadar dingin ve korunmuş olmasını da biraz bu özelliğine borçlu...

     

    Mavi Tur’un Gözbebeği

    kekova manzarası

    Günübirlik yat yolcuları kadar mavi turcuların da favori duraklarından olan Kaleköy, adeta bir kartal yuvasını andırıyor. Denizden yamaç boyunca yukarı doğru, antik kaleye kadar uzanan köyün geçmişi M.Ö. 4. Yüzyıla kadar dayanıyor. Eski bir Likya kenti olan Simena’da bugün karayolu ile ulaşımın da olmaması sayesinde deniz ve kuş sesleri dışında bir ses duymak neredeyse imkansız. Antik kale, kalıntılar ve taş evlerle yaşamaya devam eden bu antik rüya, yapılaşma izninin olmaması sayesinde bugün bile korunmaya devam ediyor. Ünlü iş adamı Rahmi Koç tarafından restore edilen çok sayıda evin yanı sıra, Koç’un ve çok sayıda önde gelen iş insanının da bölgede ev sahibi olması, ayrıca yapılaşma yasağı nedeniyle satılık evin kolay kolay bulunmaması, bölgedeki emlak fiyatlarının yüksekliğini gayet iyi açıklıyor. Öyle ki Kaleköy bugün Türkiye’nin en pahalı yerleşim yerlerinin başında geliyor.

    Anadolu’nın En Minik Tiyatrosu Kekova'da!

    Kaleköy’e gelmişken hala sapasağlam ayakta duran ve koyu adeta koruması altına alan kalenin yanı sıra, içerisinde yer alan ve Anadolu’nun en küçük tiyatrosu olarak ün salan Antik Tiyatroyu da görmeden dönmeyin. Yedi sıra boyunca 300 kişilik bir oturum alanına yayılan kayalara oyulmuş bu tiyatronun sempatikliği yüzünüzde bir gülümsemeye neden olacak.

    Kaleköy’de mutlaka görmeniz gereken bir diğer yapı da, denizin içerisinde adeta yüzer bir ada misali yükselen ünlü Likya lahdi... Lahit aslında bölgedeki yüzlerce Likya lahdinin biz benzeri olsa da, simge konumu sayesinde Kekova’nın ve bölgenin sembolü olarak on yıllardır tüm turizm afişlerinin, posterlerinin ve kataloglarının yüzü durumunda...

    Sular Altındaki Gizemli Batık Kent

    Kaleköy’den sonra bölgeye adını veren gizemli ve büyüleyici güzelliğiyle “Yeryüzü Cenneti” Kekova batık kentine doğru yol almakta sıra... Theimussa ve Simena’nın aksine hiçbir zaman bir kent olmamış, ancak bir denizci barınağı ve ticaret limanı olarak bu yerleşimleri koruması altına almış olan ada, 7 kilometre uzunluğu ve 500 metre eniyle halen Türkiye’nin Akdeniz’deki en büyük adası. Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen ve üzerinde herhangi bir yapılaşma şöyle dursun kısıtlı alanlar haricinde dalışa ve yüzmeye bile müsaade edilmeyen bu adada yaşam hiçbir şekilde yok. Ancak binlerce yıl öncesinden bugüne kalan izler öyle etkileyici ki, yaşamın kendisinden bile daha fazla hayat vaat ediyor. Bundan binlerce yıl önce antik Likya uygarlığı döneminde büyük bir ticaret limanı olmasının etkilerini bugün çevreye yayılan binlerce amforanın izlerinden takip etmek mümkün. İlk olarak m.s. 68 yılında Mısır’da gerçekleşen büyük bir depremin sonucunda dev tsunami dalgaları, Myra, Simena ve Patara gibi antik kentlerle birlikte burayı da vurunca sular altında kalan ve kara ile bağlantısı kesilen Kekova, M.S. II. Ve VII. Yüzyıllarda gerçekleşen büyük depremler sonrasında tamamen batık bir kente dönüşmüş. Bugün –özellikle altı camla kaplı- teknelerle çıkılan turlarda bölgenin akıl almaz güzelliğinin sırlarına dalmak, her gezginin en büyük hayallerinden...

    Kekova Nerededir ve Nasıl Gidilir?

    Kekova bölgesine Üçağız, Çayağzı ve Kaş’tan hareket eden çok sayıda tekne turu ile erişim mümkün. Günlük ya da yatılı bu turların yanı sıra bölge mavi tur rotalarının da uğrak noktası.

    Kekova'da Nerede Kalınır?

    Kaş ve Demre arasında orta bir noktada bulunan Kekova, Antalya’nın pek çok bölgesinin yanı sıra Fethiye’den de rahat erişilebilecek bir noktada. Dolayısı ile tatil planınız nerede olursa olsun Kekova’yı rahatlıkla programınıza entegre edebilirsiniz. Tabii bu özgürlüğü ve konforun doruk noktasını en iyi deneyimleyebileceğiniz konaklama alternatifi hiç kuşkusuz bir villa kiralamak olacak. İster balayı tatili, ister geniş aile veya arkadaşlar ile tatil keyfi, planınız ne olursa olsun Villa Reyonu sayesinde dilediğiniz niteliklerdeki villayı en uygun ödeme şartları ile kiralayabilir, size özel tatilin tadını sevdiklerinizle en iyi şekilde çıkarabilirsiniz.

    Popüler Yazlık Villa Bölgelerimiz
    ×Lütfen İletişime Geçmek İstediğiniz Müşteri Temsilcisini Seçiniz
    Menü
    İdeal Villanı BulYENİ
    ×REZERVASYON OLUŞTUR
    Tarihler Müsait
    Giriş Saati :Çıkış Saati :
    • Temizlik Ücreti
    • İndirim
    • İndirim
    • Ön Ödeme
    • Girişte Kalan (Nakit olarak alınır)
    Toplam
    ×
    UYGUNLUK TAKVİMİ
    Müsait
    Dolu
    Ödeme Bekliyor
    Giriş-Çıkış
    Özellik
    Tıklayın Sizi Arayalım
    Talebiniz AlındıSizi En Kısa Zamanda Arayacağız.
    x
    Sizi arayalım!Müşteri temsilcimiz ile konuşun...

    Sizi arayabilmemiz için telefon numaranızı girin ve ne zaman konuşmak istediğinizi seçin